BASIN AÇIKLAMASI – 31 MAYIS 2015

FAYTONA BİNME ATLAR ÖLÜYOR PLATFORMU OLARAK BASINA VE KAMUOYUNA BİLDİRİMİZ;
31 Mayıs 2015

11289073_1690863564475444_2643171963514898945_o

İki yıldır “Faytona Binme Atlar Ölüyor” Platformu olarak hep söyledik ve söylemeye, haykırmaya devam ediyoruz: Atlar için köleliğin hüküm sürdüğü Adalar’da ve Türkiye’de faytonculuk yapılan her yerde, adına “kaza” denilen seri cinayetlere, faytonculuk adı altında atlara yapılan zulme derhal son verilmelidir!

Özellikle Adalar’da her yıl 500’den fazla at, sömürüldükleri süre zarfında çeşitli hastalıklar veya sakatlanma gibi nedenlerle mezbahaya gönderilmeleri sonucunda yaşamını yitiriyor. Bazıları, bakımı külfet geldiğinden kışın ormana terk edildikleri için ölüyor; bazıları da fayton kazalarında ölümcül yaralar ve darbelerle kıvranarak son nefesini veriyor. Bir at, ortalama 25 sene yaşayabiliyorken, faytona koşulan atlar, çok ağır bir sömürü sistemine dahil edilerek sonu hep aynı olan ağrılı ve acılı bir ölüme mahkûm ediliyor. Fayton atlarına huzurlu bir ölüm bile çok görülüyor. Doğal olmayan bir şekilde yaşamını yitiren, ölürken bile paraya dönüştürülen atların yerine hemen başka atlar getiriliyor. Geçtiğimiz haftalarda, tekneyle Büyükada’ya transfer edilen atların, köle pazarına götürülürmüş gibi sıkış tıkış taşındığına dair fotoğrafları kamuoyuyla paylaştık.

2 yıldır Atlara olan zararı, beraberinde getirdiği ölümleri ve zulmü her fırsatta belgeleriyle dile getirerek faytonculuğun kaldırılması konusunda yaptığımız tüm başvurular ve görüşmeler ne yazı ki sonuçsuz kaldı.Faytonlar konusunda yetkili kurum olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin nostalji, turizm geliri, geçim kaynağı gibi bahanelerle bir türlü sonlandırmaya yanaşmadığı faytonlar, tüm hızıyla atları öğütmeye, katletmeye devam ediyor. Yılda 500’den fazla atın öldüğü Adalar’da fayton nostaljisinden söz etmek, bu zulme ve katliamlara ortak olmaktan başka bir şey değildir.
Faytoncuların iddiasının aksine, bizler, kimsenin ekmek parasının peşinde değiliz. Ancak zulümden yana da değiliz. Dolayısıyla atların üzerinden sömürü, zulüm ve cinayet ile geçimini sağlayan faytoncuların geleceğine dair herhangi bir öneride bulunma gereği de görmüyoruz. Adalar’da sömürüsüz ve motorsuz bir ulaşımın, zulme ve kana bulanmamış kırbaçsız bir geçim kaynağının da mümkün olduğunu söylemek istiyoruz.

Adalar’ın ulaşım sorunu için atların kullanılmadığı, Adalar’ın yapısına, doğaya ve ekolojik sisteme dost çözümlerin uygulamaya koyulması isteğimizi bir kez daha vurguluyoruz. Adalar halkının hayvan kullanımını içermeyen ve herhangi bir sömürü biçimini desteklemeyen yerinde önerilerinin dikkate alınarak hayata geçirilmesi gerekliliğini yineliyoruz.

Seçimlerin yaklaştığı bu dönemde, sadece insana hizmet odaklı politikalar üreten, hayvan hakları savunucularını oy potansiyeli olarak görüp hayvan hakları gibi oldukça politik bir mevzuyu seçim beyannamelerinde beylik laflarla geçiştiren, kısacası hayvanların en başta yaşam hakkını ve doğuştan gelen diğer doğal haklarını kabul etmeyen uygulamalar içindeki siyasi partileri kesinlikle desteklemeyeceğimizi beyan ediyoruz.

Atları ve insanlarca, otoritelerce “yük hayvanı” ya da “binek hayvanı” olarak tanımlanan tüm hayvanları, insanın hizmetine sunulmuş yük taşıma aracı ve acı çekmeyen birer nesne olarak gören tüm zihniyetlerin karşısında mücadele etmekten geri durmayacağımızı bir kez daha tekrarlıyoruz. Tıpkı hayvanlı sirklerde, yunus parklarında, hayvanat bahçelerinde veya deney laboratuvarlarında ömür boyu eziyet gören, türlü gerekçe ve bahanelerle insanın tüketimine sunulmuş tüm tutsak canlılar gibi… Eğlence, taşıma, eğitim, hayvan sevgisi ve engelli terapi maskesi altında, hayvan istismarı üzerinden sürdürülen tüm ticari faaliyetlerin ve sömürü biçimlerinin artık tarihe karışması gerektiğinin altını çiziyoruz.

Talebimiz, “daha az fayton” veya “atlar için daha iyi yaşam koşulları” değil, atlı faytonların tamamen kaldırılmasıdır! Talebimiz, atlara özgürce yaşam hakkının, yani her canlının doğuştan sahip olduğu en temel hakkın derhal geri verilmesidir. Bizim eşit ve özgürce yaşam hakkımız onlarınkinden üstün değildir!
Nostalji ve romantizmin bir unsuru olarak pazarlanan, zulüm ve sömürü ile ayakta duran faytonculuk derhal yasaklanmalı ve sömürülen tüm atların yaşam hakları güvence altına alınarak ömürlerinin sonuna kadar yaşamsal ihtiyaçlarının giderileceği, her türlü tehlikeden ve tehditten uzak bir şekilde özgürce yaşayacakları bir tesiste yaşamaları sağlanmalıdır. Unutmamak gerekir ki, hayvanlara merhamet değil, binlerce yıllık adalet borçluyuz. Modern köleliğin hüküm sürdüğü mevcut sistemde atların maruz bırakıldığı işkenceye ve adına “kaza” denilen sistematik cinayetlere karşı, atlar ve yeryüzünün tüm bileşenleri için özgürlük arayışımıza devam edeceğiz.

Son olarak “Faytona binme, atlar ölüyor” çağrımızı yineliyoruz ve zulümden, işkenceden, gasptan yana değil, yaşamdan yana saf tutan, haklara duyarlı tüm kesimleri, grupları ve bireyleri, faytonlara karşı dayanışmaya ve direnişi büyütmeye, “faytonculuk” adı altında işlenen cinayetleri BOYKOT etmeye çağırıyoruz.

Faytona binme, zulme ortak olma!

“FAYTONA BİNME ATLAR ÖLÜYOR” PLATFORMU

Yorum bırakın